22 Aralık 2013 Pazar

Veryansın

Günlük isyanı sonradan aklına gelen o okkalı cümlelerine oldu. Tam kızışmışken ortalık, herkes kendince tatmin ederken egosunu, ben bak bunu da biliyorum derlerken avaz avaz bir kaç cümle söylenmeliydi. Ama söylenemedi. Belki sinirden belki anlık buhrandan. Gelmedi aklına o cümleler.
Durdu bir müddet. Sinir oldu içten içe. İçinde kaldı.
Muhabbet değişti sonra, iğrenç iş güç muhabbetlerine döndü, zoraki ve samimiyetsiz gülücükler fırlattı ortalığa. İçinden sövüyordu ama. Her şeye.
Daldı bir ara, belki beşinci seslenmede irkildi. Yine gereksiz ve bir o kadar saçma bir soruyla karşılaştı. Takındı yine nefret ettiği samimiyetsiz halini, cevapladı. İğneleyiciydi artık tüm cevaplar. Ama çıkmaya çalışan cümleler yine çıkmıyordu.
Can çekişiyordu derinden.
Derin derin nefes alıyordu, fark ediliyordu çevreden lakin sonlandırmadı. Rahatlayana kadar aldı derin derin nefeslerini.
Çıktı biraz gelgit yaptı serin koridorda. 
Yudumladı sonra tekrardan çayını, bitirdi. İkinci, üçüncüyü içti sonra.
Dinliyordu.
Ne gereksizdi kurulan cümleler.
İçinden geçen cümleler de gereksizdi belki ama o seslendirilenler kadar değildi. Emindi.
Herkes nasıl da hiç bir şey bilmiyordu, şaşıyordu. Aynı gezegende miyiz biz diye düşünüyordu ciddi ciddi. Sonra başka bir soruyla aynı gezegende yaşadıklarını teyit etti.
Hepsini kendi dünyasında bırakmalıydı belki. Öyle mutlulardı çünkü.
Mutlu oldukları yerde bırakmalıydı insanları.
Kalsınlardı orada.

Veryansın o sonradan akla gelen cümlelereydi,
Sadece onlara.
Şimdilik onlara.

2 yorum:

  1. "bazen susarsın, hiç olmadığı kadar çok susarsın, o kadar çok konuşan insana inat, ufak bir tebessümdür konuştuğun. gülmek değildir, acının dudaklarda bulduğu şekildir."

    YanıtlaSil
  2. Güzel diziliş, güzel ifade.
    Ve kıskanılası fazlasıyla.

    YanıtlaSil