14 Aralık 2013 Cumartesi

Arz-i Hal

...
Seviyor mu yazmayı bilmiyorum. Ama düşünüyorum, demişti, yazmayı. Yazmıştı belki daha sonralarda. Neler yazmıştı, nasıl yazmıştı, kimlere yazmıştı? Yoksa öylesine yazmalardan mıydı onunkilerde? 
Yazsındı. 
Biriktirsindi yazılanları. Belki okunurdu bir gün hepsi. 
Belki kalırdı benimkiler gibi.
Ama yazsındı, öylesi hayal etmesi daha güzeldi.
Yazarken düşünmek, yazmasını düşünmek,
...

Sonra o radyo sayfasının altından geçen sözlerden biri düştü aklıma, 'fırsat; yaz yağmuru gibidir' diyordu o söz.
Yine kafayı meşgul edecek, oldukça da hak verilecek bir sözdü. Fırsatlar birden aniden çıkıyordu insanın karşısına, hiç beklemediği bir anda, değerlendirebilene de kocaman bir madalya veriliyordu.
Ama, zordu. Çok zor.
Güzeldi fırsatlar, gelenler, kaçanlar güzeldi.
Değerlendirilmeliydi. Hakkı verilmeliydi. 
Lakin yaz yağmuruydu işte, birden yakalanmak afallatıyordu insanı ve çekip gidiyordu aniden. Ardından bakmak kalıyordu, kurulanmak.

Ve biraz da umut.

Belki de bastıracaktı yağmur, yaz yağmuru gibi yapmış, kandırmıştı belki de.
Birazcık daha beklemelisin, gitmedim bir yere diyordu belki.
Yine beklenmeyen bir anda bastıracak, sırılsıklam yapacaktı.
Belki?
...

...
Bir şeyler dilemek üzereyken tam da aklıma göğe bakmak geldi. Göğe bakmalıydım bugün. Birkaç gündür bekliyordum, bir haberde okumuştum,
Cuma ve haftasonu göğe bakın geceleyin ve dilek tutun, diyordu o haber. Belli mi olur belki gerçekleşir...
Belki, demiştim ben de içimden ve beklemiştim bugünü, evet evet gün, bugündü.

Yine, yeni bir dilek günü bulmuştum işte.
Ama bir kaç kayan meteor görmeliydim belki de önce. 
Yatarken perdelerimi açmalıyım, uykuya dalmadan önceki vakit bu iş için mükemmel, diye mırıldandım kendi kendime.
...
Düşündüm sonra, onlar meteorlar mı, düşen melekler miydi yoksa?
Yıldız olmadıklarını biliyordum artık, çok küçükken öğrenmiş büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım.
Mesela şimdi de meteor değil de, düşen melekler olduğunu öğrensem... hayal kırıklığı yaşar mıyım yine düşündüm. Artık değildi. 
Artık çok fazla hayal kırıklığı da yaşamıyordum. 
Çok acı geldi bu.
Dileklerimi düşündüm sonra yine, ne kayacaksa ya da düşecekse artık, ben dileyecektim sadece. 
Öylesine.
Bile bile dileyecektim.

İzleyecektim göğü, karanlığı, düşenleri, kayanları...
Ve tanrı bir 'afferin' daha alacaktı bugün. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder