30 Ekim 2013 Çarşamba

Ayar

Önce sessizlik doldurdu odasına kız. Çok sessizlik. Severdi öylesini.
Sonra bir adam sesi bulmak istedi, bu gecenin sesi olacaktı o. Çok düşündü yorulmuş kafasıyla, düşünmek istemiyordu da artık. Sadece gecesinin fonunda mırıldanan bir adam sesi lazımdı. 
Ses lazımdı.
Çok lazımdı. 

Birden buldu sonra,
Evet bu ses olmalı, dedi. Dinledi sessizliğin içinde. Huzurunu buldu. 
Günlük huzurunu bu şekilde buluyordu kız. Sessizliğin içindeki o adam seslerinde.
Düşündü sonra kız. 
Ben iflah olmam, diye düşündü.
Gerçekten de iflah olmazdı artık. Bir yaştan sonra iflah olunmaz.
Olsun, dedi. Ne gerek var zaten.
Düşündü gereklilikleri sonra.
Bu kadar düşünme, dese de annesi düşünüyordu işte gün boyu, günler boyu.
Düşünmezsem sonum olur asıl, diyordu kız. Annesi ise çok düşünürse hasta olacağını söylüyordu.
Değişikti, çok değişik.
Düşünmekten hasta olmak?
Sonra evet evet, dedi kız. Tanıyorum ben birini. Durumu abartılı ama, düşünmekten hasta olmuş bir adam var, dedi.
Ama o kadar da değildi,
Daha ruhu üşütmemişti kız. 
Henüz değildi.

Hem çalışan demir paslanmazdı hani? dedi kız. Beyin çalışıyorsa o üşümekler neden?
Yine yol işin ayar kısmına çıkıyordu.
Ne ayarmış arkadaş, dedi kız. Tutturamıyoruz ki ayarını bir şeylerin.

Hayatın ayarını bilemiyoruz ki.
Bilmek gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder