22 Eylül 2013 Pazar

'Her şeyin fazlası zarar' dedi amca. 'Her şeyin.' Demekki bir zamanlar fazla olan birşeylerin zararını görmüştü epey. Çünkü vurgulamıştı özellikle 'zarar' kısmını. Kızın gözlerinin içine bakaraktan 'yapma' demek istiyordu. Belliydi. Sadece dillendirmiyordu. Belki de acıyordu kızın haline. Belki de genç bir kız ona göre daha başka olmalıydı. Ondan yadırgamıştı. 
Ama genç kız fazla bir şeylerin olduğunu düşünmediğinden amcadaki imayı çözmeye odaklandı. Fazla bir şeyler varsa da zararını görürdü gün geldiğinde, çok da mühim değildi onun için.
Düşündü sonra amcayı, diğer amcaları, artık yetişkinlikten sıyrılıp son çeyreğe giren herkesi düşündü. Fazla olan nelerin zararlarını görmüşlerdi. Sigara? İçki? Öfke? Meşguliyet? Ya da bambaşka şeyler.
Onlara da zamanında birileri 'her şeyin fazlası zarar' demişti. Dinlememişlerdi. Zarar görmüşlerdi. Şimdi de aynı hataya düşecek olan saftirik beyinlere tekrarlıyorlardı o cümleyi.
Ama büyükler hep öyledir zaten, diye düşündü genç kız. O bile bazen kendinden küçüklere yapmaları ve yapmamaları gereken şeyleri söylerdi. 
Kendisine de o büyüklerin böyle şeyler söylemesini yadırgamıyor, sadece dinliyordu. 
Uyarıları sevmezdi ama artan bu çeşit uyarılara da alışmıştı zamanla. Sadece yaşanmışlıkların ikazı gözüyle bakıyordu. Onların başına böyle şeyler gelmiş, ama ya benim gelmezse? Ya da ben de yaşayayım ben de göreyim neler olacağını, diye düşünüyordu. Söz dinlerdi ancak kafasına yatan sözleri.
Ve genellikle kafasına çoğu söz yatmazdı. Başka işlerdi  genç kızın henüz genç kafası.
Belki de, diye düşündü sonra. Haklı amca. Zarar her şeyin fazlası. Ama her şeyin fazla olduğunu nasıl ölçecekti. Neye göre? Kime göre? deyip bildiğini okumaya devam edecekti nihayetinde. Hep bildiğini okurdu çok bildiğini sanan genç kız.

Sonra yine yadırgadı insanları, çevresindekileri, hayatları, dünyayı.
Yadırgarken tümevarımsal yöntem kullanıyordu, özelden genele hani.
Galiba dedi, fazla bir şeyler.
Hak verdi amcaya son kez.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder