10 Ocak 2014 Cuma

Bağımsız

''Mucizeler hiç lazım olmayan anda gelirler zaten.'' temalı bir film izlemişti günün gecesinde. 
Filmin bir kısmında genç bir oğlanın başkalarının mucizelerine özenmesi, delicesine kendinde de istemesi söz konusuydu. Lakin ona yoktu mucize falan.
Yaşlı adam, bekleme, dedi genç oğlana. O zaman hiç gelmez. Mucizeler her zaman beklemediğin anlarda karşına çıkar, gibilerinden sürdürmüştü konuşmasını. Tatmin olmamıştı oğlan, kafasında dönüp duruyordu başkalarının mucizeleri ve kendindeki o eksiklik.
Zaman geçiyordu...
Ve, evet. Olmuştu.
Tam da dedikleri gibi gerçekleşmişti bir mucize, beklemediği, lazım olmadığı bir anda.
Uçup gitmişti.
...
Pek klişe olmayan fantastik, duygusal vs. türlere girebilecek bir bağımsız film izlemiş, sonunda bir gülümseme kalmıştı suratında, minicik.
Sonrasında da Tom Waits sesi doldurmuştu odasına. Sigara ve yüksek olasılıkla alkolden çatallaşan sesleri seviyordu.
Ve mutlu sonla biten filmler sinir bozucu gelirdi ona, başlarda her ne kadar gülümsetse de. Bozuldu siniri birden.
Belki de o oğlan gibi o da istiyordu bir mucize.
Zaten kim mucize istemez, beklemezdi ki ahir ömründe?
Ama filmdeki o replikleri düşündü, ve evet, aslında kendi de çoğu zaman bu kanıya varmıştı ki öncelerden. Çok istememek lazım, diye dile getirirdi ısrarla istedikleri gerçekleşmediğinde. Lakin engel olamazdı. Hem de hiç.

En güzeli araya hayatın girmesiydi. Çok istenilen şeylerin arasına birazcık hayat girmeliydi ve o istenilen şeyler biraz bastırılmalıydı derinlere.
Sonra da aniden, şaşırtarak gerçekleşmeli, gelmeliydi mucizeler.  
Fazla bekletmeden, filmdeki gibi.
Hayatta mutlu ayrıntılar varsa, mucizeler de mümkünse, işte evrene mesajlar gönderiliyordu pek ala.
Sonra, korktu birden.
Belki de yiyorlardı mesajlarını.
...

*
Başka dünyalar mümkün bayanlar-baylar, diyordu.
İnansanız da inanmasanız da mümkün.
Hem bir kurbağa size timsahın öldüğünü söylediğinde inanıyordunuz ya hani, inanırsınız yine mümkünlüklere. Zor gelmez, diye ekliyordu.
Başka dünyaları kendi yollarıyla anlatan her şeye hayranlık ve minnet duyuyordu.
Hiç zor gelmiyordu inanmak.

                  
 Mesela, gülümsemeyi beceremeyenlerin beden bulduğu bir dünya neden mümkün olmasındı?




2 yorum:

  1. "gülümsemeyi beceremeyenlerin beden bulduğu bir dünya" hem de gülümsemesi sihirli biri söylüyor bunu. oysa bazı insanlar gerçekten çok güzel gülüyor.:)

    YanıtlaSil
  2. Mümkünatı olan durumları yadsıyamamışsa öyle yazmış bulunmuş.:)

    YanıtlaSil