17 Ocak 2014 Cuma

Kafasının tınısı

Şarkılar.
Hani her gün bir iki dinlenilen, ya da sadece birinin dönüp durduğu,
İşte onlar demişken, bir güzel adam şöyle der;

“Çoğu insan doğru sözcükleri bulamaz. Bulanlarsa o sözcükleri bulduklarını zannederler ama derinlerde bir yerde hep tereddüt içindedirler, asla emin olamazlar. Çünkü her zaman sözcüklerden daha fazla bir şey vardır. Bir şarkıyı, sanki yeryüzünde dinlenecek başka bir şarkı yokmuş gibi, yüz sefer arka arkaya dinlediğin oldu mu hiç?” 

“Oldu,” dedi. 

“Anlatamadığın şeyi o şarkıda bulduğun içindi işte o.”


***
Şarkılar.
Bir zamanlar sabahları çok erken kalkar, televizyonu açar, bir müzik kanalı bulur, evin diğer üyeleri uyanana kadar dönen klipleri izlerdi, dinlerdi. Tabi en sevdiği 'Şirinler' görünürde yoksa.
Bir zamanlar yine bu müzik kanallarını çok izlerdi, ama sabahın körlerinde değil daha geç, gece vakitlerinde.
Bir zamanlar da telefonundan radyoyu açarak dinlerdi. Sabahtan akşama kadar, bıkmadan usanmadan.
Bir zamanlar müzik çalar almıştı; derste, yolda, otobüste, tenefüslerde, evde, uyurken dinlerdi dinlemek istediklerini.
Bir zamanlar ise telefonuna yüklediklerini dinlerdi.
Uzun şehirlerarası yolculuklarda bayılana kadar dinlerdi bazı sevdiklerini.
Sonra durdu bir aralar müziği. Sustu sesi...
Ve birden başladı bir zamanlar da yeniden.
Bu sefer bilgisayarını her açtığında yan sekmesinde istediklerinden açarak dinledi, izledi bazen de kliplerini.
Sonraki zamanlarda da öyle devam etti gitti.
Sadece evinde güzel yoldaşlık ediyor diye, çoğu zaman da geceleri ninni niyetine dinledi.
Bazen tek şarkıyla gün bitirdi. Günler bitti.
Ya da çoğu zaman durum öyleydi. 
Kafasının şişmesini,  kalabalıklığı sevmezdi.
Tek bir ses, dönüp duran sözler kafiydi.
O güzel adamın da dediği gibi, onun anlatamadıkları da şarkılardaydı belli ki.

http://www.youtube.com/watch?v=wuUuY6YF34w

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder