7 Ocak 2014 Salı

Hamur

90'lara dair vurucu anıları yoktu belki. 90'ların en başında doğmuş, çocukluğunu yaşamıştı on senelik süre zarfında da.
Ama 90'lar şarkıları farklı hisler uyandırıyordu kafasında.
Hayal meyaldi bazı anıları, bazı şarkılar, sözleri. 
Hatırlıyordu bazı şarkıları, ezbere biliyordu ve garip bir his duyuyordu içinde.
Tanıdık gelen bir şeyler vardı, o his pek tanıdık değildi ama. Ne olduğunu çözemiyordu.
Günlerden bir gün rastgele bir şarkı çıkmıştı karşısına. Adı Deli Mavi'ydi.
Bir açıp dinledi, sonra bir daha, bir daha...
Bu şarkı neden tanıdıktı, nasıl bu kadar tanıdık olabilirdi. O hisin adı neydi?
Bilmiyordu, hatırlayamıyordu.
Acaba annesi mi çok severdi o zamanlar, çok dinlemişti de ondan mı yer etmişti derinlere, bilemedi işte.
Mesela Çelik'in şarkıları öyleydi, Rafet El Roman'ın da öyle. Annesi çok sevdiği için dinlemiş dinlemiş derinlere yer etmişti beyefendilerin şarkıları, sesleri.
Dinlediğinde dökülürdü tüm anıları.
Ama o Yeşim Salkım şarkısı onlardan biri değildi.
Farklıydı.
Belki hiç bir zaman çözemeyecekti.
Şarkının girişi, tınısı, sözleri, klibi  ve hissettirdiği o garip his gizini hep koruyacaktı.
Asıl sorunlu kısım da bir çocuk kızın böyle ağır bir şarkıyla ne alakasının olabileceğiydi.
Bir yerlerde yanlışlık vardı muhakkak.
Freud amca olmalıydı, dedi yine, 
O olsaydı pek ala tatmin edici cevaplar sunardı kendisine.
Bir hipnoz yöntemi, geçmiş yaşantı terapisi ya da çare olabilirdi.
Lakin gerek de yoktu tüm bu şeylere. 
Delilikti, şarkının adındaki gibi.
Hamurdaydı mesele yüksek ihtimalle.

http://www.youtube.com/watch?v=k8Mcv_zbnjM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder