25 Ocak 2014 Cumartesi

Bir sahaf kaldı uzaklarda

... Çocukluğunda bir sahaf vardı. Evdeki kitaplarını toplar götürür istediği kitapları alırdı karşılığında, yanında minik çikolatalarla. İkinci el olurdu kitapları, saman yapraklı ve bol yıpranmış, lakin ona hiç fark etmezdi. Daha bir severdi öylelerini. O zamanlar neden sevdiğini hatırlamıyordu, çocuklar için 'yaşanmışlıkların, kalmışlıkların' bir önemi olabileceğini sanmıyordu.
...
Ama seviyordu işte o, alıştırıyordu belki de kendini -mış'lıklara.
Yıllar geçerken daha az uğrar oldu o sahafa, artık kitapevleri vardı büyük kitapçılar... Oralardan temin etti kitaplarını bazen, çoğu zamanda öğrencilik hallerinden mütevellit işportadan, sokak aralarından. Eh. Değişiyordu işte her şey.
Aklına geldi bir bulanık cumartesi günü o sahaf. Çıktı gitti. 
Gördükleri hoşuna gidecek miydi? Bilemeden gitti.
Yıllar sonra o sahaf artık bir minik kitapevi olmuştu. LYS, YGS, KPSS ve S'li diğer soru bankaları, yaprak testleri, notları için ayrı bir bölümü bile vardı. İçi acıdı biraz.
Sonra ikinci el kitapların hala var olduğunu gördü, hüsranını azaltmaya çalışıyordu. En azından, dedi, en azından az da olsa eski kitap kokuyor burası ve loş hala, aydınlanmamış, baş ağrıtan göz yoran ışıklarla doldurulmamış metrekareleri. 
Ve en önemlisi aptal kişisel gelişim kitaplarını da almamışlar atmosfere. İyi, bu iyi, dedi.
Hayatlarına imrendiği kitapçı amca ve teyzeyle sohbete daldı, daha çok dalmaktaydı fikri.
Çünkü kitap işi onlara göre ticari, ticaret işi değildi. Her kitap hakkında fikirleri vardı, özellikle de onun sevdikleri hakkında. Kitap sohbetlerini hep severdi, hele üzerine kitap kokusu sinmiş insanlarla olan sohbetler daha bir başka olurdu, başka gelirdi.
Vakti unuttu, kitaplar ona unuttururdu akıp gideni, dışarıyı, her şeyi.
Bir yandan eski sahafını isterken bir yandan da uyum sağlıyordu ve beceriyordu. 
Değişiyor her şey azizim, dedi içindeki. Bir kendine baksana.
Baktı. 
Haklıydı.
...
Ama, dedi,
O sahaf,
Karanlık ve biraz yerin altındaydı. 
Kediler de vardı üstelik orada, 
Bazı kediler kitap severdi.
Ah bir de konuşabilselerdi, konuşabilseydi.
Ve evet, zamanlar değişirken keşke bazı mekanlar da değişmesiydi onunla.
Kalsaydı keşke. 
Çocukluğu.
...

Velhasıl kelam, kalsa da ardında çocukluğu, 
Yenilere, yeni çocukluklar sunulmalıydı ki kalsınlar onlarda zamanı gelince geride.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder