22 Ocak 2014 Çarşamba

Yıldızlı. Gökler.

...
Bilmediğimiz çok şey var azizim, diye girdi lafa. 
Uzun bir suskunluk sonrasında açmıştı sohbeti, açmasaydı olduğu yerde boğulabilir, düşünceleri bayıltabilirdi onu.
Evet, bu aralar fazlaca düşünüyordu ve oldukça da yoruluyordu. Bir süredir işsizdi ama çalışsaydı belki bu kadar da yorulmazdı. Düşünmek, böylesine düşünmek yoruyordu onu.
Dinleyen, bir soruyla bozdu sessizliği, ''Neleri bilmek isterdin ki sen? ''
Doğru soruyu sormamıştı dinleyen, başka bir soru gerekiyordu o cümleye karşılık, lakin aldırış etmedi. Düşündü bir süre hım'layarak.
Bilmek istediği o kadar çok şey vardı ki, ama dinleyiciyle paylaşmak istemedi. 
Lüzumsuzdu. 
Zaten fazlaca sıkıntısından çıkmıştı o ilk cümlesi, devamı gelmese keşke sohbetin, diye düşünürken birden yoğun bir müzik sesi duydu ve irkildi. Dinleyiciye baktı sakince; o, suratına bakıyor, cevabı bekliyordu. Muhtemelen müziğin sesini duymamıştı. 
''Duymadınız mı?'' diye bir soruyla karşılık verdi, önceki soru da arada unutulsun gitsin diye umut etti. Şaşkın bakışlarla, neyi? der gibi baktı suratına dinleyici. 
''Az önceki müziği hani, duymadınız mı?'' diye tekrarladı sorusunu.
''Yoo.'' dedi dinleyici sadece. Rahatsız edici bir sessizliği vardı sevemediği.
''Ah Zeze'' dedi minicik seslerle. Onu düşündü. İnsanlar ne içinden şarkı söylenebileceğini ne de dışarıdaki o şarkıları duymuyorlardı. 
Zeze gibi o da bahsetmeyecekti kimseye bu bildiklerinden.

Ve bir sorusu vardı hala elinde.
Bir de şarkısı.
Düşünüyordu.
Çıktı dışarıya, ''yıldızlar kıyamet gibi kaldırımlarda'' idi.
Basa basa yürüdü onlara.
Cevabı bilinmeyen sorular buldu kendine,
Yine ve yeni.
...

'' Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?
Kimse bilmez. ''

http://www.youtube.com/watch?v=e6hZG95TxxQ

2 yorum:

  1. kim bilir o istemediği soruyu unutturan yoğun müzik sesi neyin nesiydi. ah evet tabi, kimse bilmez, kimse bilmez :)

    YanıtlaSil