30 Kasım 2013 Cumartesi

Kusura bakmayın

Bazen şarkı sözlerini tercüman ediyorum duygularıma. Zorla yapıyorum bunu hem de. Hatta bazı zaman da değil düşününce, çoğu zaman.
Ama seviyorum.
Anlatmak isteyip de anlatamadıklarımı, ya da anlatmak isteyip de çok üşendiklerimi şarkı sözleri anlatıyor işte, fena mı? -Hayır.
Şöyle oluyor ki:

''Kusura kalmasın dünler
Kusura kalmasın şimdiler
Hiç kusura bakmayın yaz
Kusurum kalmasın kış
Biraz bekleme zamanı
İçine dönüp birikenleri atmak zamanı
Kirlenmiş çamaşırları atmak gibi sepete
Yenisini giyememek gibi pat diye
Biraz çıplak ayak
Biraz arsızca gezinmek
Biraz sorumsuz kollarım düşük yanıma
Belki denizi dinlemek sağırcasına
Hiç duymadığım konuşmaları dinlemek
Kusura kalmasın düş
Kusura kalmasın ten
Hiç kusura bakmayın yarın
Kusura bakma
Biraz çekilme zamanı
Gözünü kapatıp içini duyma zamanı
Ter basmış gömleğini çıkarma telaşı
Sakini arayıp dolapta o eskinin yanında
Bazen görürsün, delirdiği gibi gülün kendini
Görürsün aynada
Senden kalan eskide
Senden bulduğun yeniyi
Görürsün o eski aynada
Dostlar savruk duymazlar ki sesini
çok uzaktayım deyip kapatırsın telini
Kusura kalmasın düş
Kusura kalmasın ten
Hiç kusura bakmayın yarın
Kusura bakma
Biraz çekilme zamanı
Gözünü kapatıp içini duyma zamanı.'' 


Ve kusura bakmadan, sadece sözlerle yetinmeyip nadide parçayı da dinlemek gerek azizim.
Eksikliktir dinlemeyene.
Büyük eksiklik.

Amabizeksikliğisevmeyengillerdeniz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder