20 Kasım 2013 Çarşamba

Gülmeli

Gülümsüyorlar, gülümsüyor kız.
Bir film izliyor, gülümsüyor.
Bir şarkı dinliyor sonra, gülümsüyor.
Anlattıkça gülümsüyor.
Hatırladıkça gülümsüyor.
Gülüşler geliyor gözünün önüne, gülümsüyor.
Güzel gülen insanların o fotoğraflarına bakıyor sonra, dalgın gülümsemelerde buluyor kendini.
Ve bir şeylerle fazla bağlantılı, diye düşünüyor. Kafanın içinde kurulanlarla, mutlu anılarla, hatıralarıyla ilintili gülümsemeleri. Gelecek günlerle belki de, kurduklarıyla, hayalleriyle, yarınla, sonraki günle, sonralarla.

Böyle olmalı zaten, diyor. Ufacık bir neden yetmeli gülümsemeye.
Güzel bir aşk filmi sonrasında o aptal sırıtış kalmalı mesela suratında, hafif kızarıklıkla birlikte.
Okunulan romandaki o kahramanların hallerine içten gülümsemeli gözlerle, diyor.
Yapıyor da.
Anlıyor kız filmdeki genç oğlanın halinden ve romanındaki kahramanların ruh hallerine bürünebiliyor.
Büyük meziyet ha?
Hiç de değil aslında.
Kız sadece neden arıyor.
Bir neden.
Gülümsemeye.
O kadar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder