10 Mart 2014 Pazartesi

Birdenbire

Bazı konularda hemfikirdi bazı güzel abilerle. Şöyle ki, o abiler 'yazmazsak çıldıracaktım' derlerken aslında yazarken çıldırdıklarının farkına varmışlardı bir zaman geldiğinde. 
O da düşündükçe ona kanaat getirmiş, olur vermişti. 
-Yazarak çıldırmak-

Yazmasalardı çok mu kendilerinde kalırlardı bilinmez, böylesi bir çıldırmaktan memnunlardı esasen. Aslında daha rahatlardı, içlerinde patlamıyordu fırtınaları. Patlasa da uzun sürmüyor, sürse de yazarak etkisi azaltılıyordu işte.
Doz her zaman fazlaydı ya zehirliyordu usulca, önemli olan panzehirdi her zamanki gibi. O da bulunuyordu genellikle. Bazı bulunamayanların aksine.
Hem de birdenbire oluyor, bulunuyordu.
Birdenbire.

Rüyalarının panzeri olsa, diye düşündü. Yoktu. Görüyordu güzel güzel, sonra uyanıyor ilk işi etrafta not aramak oluyordu mesela. Rüyalar ile gerçeklerin ayırt edilemediği bir kafa yapısı mevcuttu. 
Ahir ömründe oluyordu zaman zaman böyle, sevmiyordu böyleleri. 
Fark olmalıydı ve fark vardı da rüyaları ile gerçekleri arasında.
İnce bir nüans, çok da kendini belli etmeyen.
Vardı işte.
Onu  göremiyor, anlamıyor, gün boyu 'acaba mı?' diye düşünüyordu bir yandan da. Kişinin kendinden emin olamaması bu ruh haline tuz biber oluyordu, sanki tuzu biberi eksikmiş gibi.

Esasen, birdenbire olmasa bazı şeyler bu kadar da rahatsız etmezdi belki alışkanlığına kapılmış bünyeleri. Birdenbire olması acıydı.
Birdenbire bir rüya,
Birdenbire yağmur,
Sonrasındaki gökkuşağı,
Ve diğer her şey işte...

            ''Yollar, kırlar, kediler,
                      İnsanlar.
                   Birdenbire.''                                                                ''Gökyüzü birdenbire oldu
                                                                                                               Mavi birdenbire.''

http://www.youtube.com/watch?v=DcBcihD1PKI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder