4 Kasım 2014 Salı

Günlerin zorlaması

...
Yazmalıyım efenim. Daha çok yazmalıyım. Ve konuşmamalıyım da. Anlatmamalıyım hiçbir kimseye. Ses etmemeliyim.
Yazmalıyım sadece.
Geçmesi için aylarca süren bıkkınlığımın, geçmesi için içimi çürüten sıkılganlığın, geçmesi için baş ağrılarımın, geçmesi için nefretimin, geçmesi için zamanın. Sona yaklaşırken mutsuz ve oldukça umutsuzca, yazmalıyım.
Geçirir mi geçirmez mi düşünmeden, bilmeden yazmalıyım.
Biter mi bitmez mi diye tüm o bulantılar, bitmeden yazmalıyım.
Kelimelerden acımı çıkartana kadar,
Cümlelerden sinirimi atana kadar.
Bitmek bilmeyen, geçmek bilmeyen zamanla yarışır gibi, yazmalıyım.
Yapacak başka hiçbir şey bırakmayanlara inat yazmalıyım.
Beklemelerime derman olur mu, diye düşüncelere dalarak yazmalıyım.

Başkası güç efenim. Başka türlüsü çok güç.
Susmak güç, konuşmak daha da güç.
Tam düzlüğe çıkarım diye beklerken yeni tümseklere takılmak güç.
Bitmek bilmeyen o çukurlara düşmeler, karanlığa saplanmalar her seferinde daha da derine, güç.
Alınan kararlar, girilen yollarda en ufak yaşam belirtisi görememek, güç.
Zamanında doğru kabul edip, emin olduğun her şeyin vakti gelince tepene yıkılması, enkaz altında bırakması seni, güç.
Girdiğin her ortamın, gördüğün her insanın, bildiğin her durumun kokuşmuşluğunu fark etmek ve bir şey yapamamak, güç. Çok güç.

Ve kaybedişleri kabullenmemek efenim. O en güç. Kaybetmelerin farkına varmamak, varmak istememek, öyle sanmamak ya da sanamamak. Tüm kaybetmelerin sarıp sarmalamışken benliğini, nefesini kesiyorken, kalbini çıkarırken belki yerinden çabalamaya devam etmek, son nefesini kaybetmenin uğruna vermek; güç efenim. Fena halde güç.
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder