25 Ağustos 2013 Pazar

Üzerimdeki ağırlık kalktı, kalp gözüm de açıldı

Böyle buyurdu teyze.
Ağırlık dedi, cidden vardı öyle bir şeyler. Sıkıntı mı desem, bunaltı mı desem yoksa hararetten mi karar verememiştim kendimce. Ama ağırlık dıştan da belli oluyordu demekki.
Panikledim birazcık, o kadar mı dedim?
Tamam sıkıntı-stresimi saklayamam ben belli ederim ne varsa ama bu kadar da belli olmamalıydı.
İnsan içinde göze çarpmamalıydı. Ama çarptı, sanırım.
Demeliydim belki de teyzeye : Ben evin büyük kızıyım, ağırbaşlı olanı hani, diye.
Demedim. Başka ağırlıktı kastettiği. Biliyordum.
Geçer mi dedim, geçermiş. Reçete yazdı,uygula dedi. Güldüm. Ama uyguladım da.
Lisans mezunu insanlar da aptallık yapar. Hatta yükseklisans mezunları da. Siyasetçiler ama en çoğunu yapar. Ve hocalar da yapar aptallık. Bakkal amca da.
Neyse, herkes yapar neticede. Bir mecburiyetmiş gibi yapılır, hem de hiç dikkat çekmez. 
Belki de bu yüzden ısrarla yapılmaya devam edilir.
Bir gün yapılır, iki gün, üç gün...
Sonra sonuca bakılır değişiklik var mı diye. Olmadığı görülür. Zaten olmayacağını bilerek yapılmıştır.

Bir de sonunu bile bile yaptıklarımız,
Şüphesiz yapılan en büyük aptallıklardır onlar.
Ama yapıldıysa da daha fazla düşünülmemeli daha çok aptallaşmamalıdır ademoğlu.

Ve öyle buyuran teyze; bilmeyecek ve okuyamayacak olsan da sana bir takım laflar hazırladım.
Demiş ya hani Aziz Nesin 'Türk halkının yüzde 60'ı aptaldır' diye. Bu laftan yola çıkarak ye sende ekmeğini, ye. Ama o yüzde 60'a dahil etme kendini de.
Bu kadardı.
Üzerimdeki ağırlık kalktı,kalp gözüm de açıldı. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder