28 Ocak 2015 Çarşamba

Mey

...
Meylim var gemileri yakmaya. 
Geç kaldılar diye alabora olmalarını istemeye, çirkinleşmeye meylim var.
Velakin gemi yok ne yakacak ne de alabora olsun isteyecek.

Meylim var bir başına kalmaya. Hem de sonsuza dek.
Bir de kırıp dökmeye meylim var. Taş üstünde taş koymamaya.
Nedendir bilinmez itliğe, hayırsızlığa, hayınlığa meylim oluyor ara sıra.

İnanmamaya, güvenmemeye meylim var.
Kalmaya.
Durmaya.
İsteksizliğe.
Hiçliğe.
Ve daha bunlar gibi bir can sıkıcı, iç bunaltıcı, ömür sömürücü birçok lanetli şeye meylim var.

Olmazlara. Asla olmayacaklara.
Gitmelere. Asla gitmeyeceklerime.

Kimi sevmelere. Gönül vermelere.
Akılda tutmalara. Gözümden ayırmamalara.
Bilinçaltımı işgal etmelerine izin vermeye.
Birer oda ayırmaya her birine.

Gece gece, çok fena saçmalamalara.
Eskileri düşünüp minimal çıldırmalara.
Mazoşistliğe.
Tüm olan biteni tekrar tekrar ölçüp tartmaya. Sonra da ah'lanıp vah'lanmalara.

Hayatta... diye başlayan cümleler kurup, her birini büyük bir zevkle gerçekleştirmeye.

Galiba,
Durup dururken özlemelere. Özlenmeyeceklere hem de.

Belki de olur olmaz her şeye,
Çalan şarkılar, saatlerdir baktığım eski fotoğraflar sebebiyle...
Mey....

Sahi, mey.
...
https://www.youtube.com/watch?v=vZ89Nl6jUYI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder