9 Ağustos 2014 Cumartesi

Basit

Her Ağustos'ta canım mı sıkılacak böyle?
Geçen sene bu ayda çok sıkılmış, sonlarına doğru geçirmiştim biraz sıkıntımı. Ancak ardından daha şiddetli hissetmeye başlamıştım geçen sıkıntıyı. Demekki geçmiyor, demiştim kendi kendime. Geçmeyecek bir süre.
2014 Ağustos'una geldiğimde ise yine aynı sıkıntıyı hissediyorum her bir zerremde. 
Yine, diyorum. Geçmeyecek mi acaba? diye soruyorum.
Cevap veremiyorum bazı sorularıma.

Sıkıntımı yokluyorum sessiz bir cumartesi  akşamı.
Şiddetini, sancılarını, kafamı bulandırdığı konuları düşünüyorum. Çıkamıyorum işin içinden.
Esasen son bir kaç senedir ben hiç bir işin içinden çıkamıyorum. Sürekli bir batma hissediyorum dibe doğru. Ya da yerçekimi mi acaba diyorum daha derine çeken o kuvvete. Bulamıyorum.
Herkesin geçtiği dikenli yollar, herkesin bir dönem hissedip sıkıldığı anların birleştiği zaman dilimi, diyorum. Avutuyorum kendimi. Öyle sanıyorum.
Beceremiyorum.
Şairlerin ümitlerinden istiyorum, diliyorum. Ne güzel de pes etmemişler, diyorum. Daha da aşık oluyorum her birine. Bazı pes edenlerine de hayran oluyorum bir de. Pes etmek de cesaret ister, diyorum.
Ben de o da yok diye hayıflanıyorum.
Lanet ediyorum Ağustos akşamlarına, cumartesi günlerine, bağıran çağıran seslere, baş ağrıma, dönüp duran dünyaya, hiç düzelmeyen- düzelmeyecek düzene, kaybettiğim ümidime, asla gelmeyeceklere, hep bekleyenlere- bile bile bekleyenlere, kula kulluk edene, kendini nimetten sayana, insan deneyenlere- insan sınayanlara, sınayarak insanları delirtenlere, aşağıladıkları hayvanlar kadar bile olamayan insanlara, 'insan' olamayanlara, kalbi kapkaralara, hayatı goygoy belleyenlere, çabuk unutanlara, hiç unutmayanlara, küfür kadar uğursuzlara, bakıp görmeyenlere, hiç doymayanlara, kulakları sağırlara, körkütük inananlara, iç sıkan bulutlu havaya, yapış yapış terleten neme, güzellikten anlamayanlara, şiirden habersizlere...
Hepsine, teker teker,
Herkese, içimi bunaltanların her birine lanet ediyorum.

Sonra durup dinliyorum cırcır böceğinin sesini.
Aslında ne basit diyorum, sevebilmek her birini, her şeyi.
Ne basit.

Ama benlik değil, basit değil. Şimdilik.
Belki yıllar sonra olacak basit, basit, basit. Diyorum.
...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder