8 Temmuz 2014 Salı

24

...
Temmuz 4'de büyüdüm belli ki biraz.
5'de de yaşlandım.
Sonrası yaşlanmadır zaten, büyüme gibi algıladıklarımız. Büyüdük zannederiz ama gizliden gizliye belki de biraz mecazi anlamda yaşlılıktır hissettiğimiz.
Hem de 24'de.
Henüz 24'de.
24'ün bazı istisnalarında, bir bakarız ki çeyrek yüzyıl geçmiş gitmiş. Ah ederiz daha şimdiden, heba diyerek 'heba' ederiz zamanları...

Ama bazen de 15'dir, 18'dir henüz kişi. Kimi zaman 60'tır.
Yaşı olmaz bazılarının. Annemin misal yaşı yoktur bana göre, benim de olmayacak herhalde.
Yaşı olmayan insanlardan zarar gelmez, diye önermeler üretirim kendimce. İstediğinde 15 olur kafa dengi eğlenir, istediğinde 20li yaşların derin mevzularına eşlik eder, istediğinde kalan son vakitlerin değerlendirmesini yapar öylesi kişiler. En güzeli öylesidir, en çekilesi. Bana öyleymiş gibi gelir. Hem, hep çocuk kalmak saçma, hep 30 hissetmek sıkıcı, hep 55 gibi davranmak da bunaltıcıdır oldukça. Nazarımda.

Zaten yaş dediğin nedir ki? derim ortaya.
Senin hissettiğin. Sana hissettirilenler. 
Hissettiğim.
Hissetmediğim.
Sabahın kör saatlerinde anlamlandırmaya çalıştığım.
Geçip giden gece, günler...
ZAMAN.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder